Türk Havlu ve Bornoz Günü - Rüştü BOZKURT - Dünya Gazetesi
TÜRK HAVLU VE BORNOZ GÜNÜ-
Rüştü BOZKURT- Dünya Gazetesi.
12 Mart 2015 Perşembe
Türkiye Hazır Giyim Federasyonu (TMHGF) ve Denizli Tekstil ve Giyim Sanayiciler
Derneği (DETGİS) birlikte "Dünya Türk Havlu ve Bornoz Günü” düzenliyor. Geçen
yıl paneldeki konuşmacılardan biriydim; bu yıl panel yönettim. Toplantıları
başından sonuna özenle izledim, duyduklarımdan ve gördüklerimden çıkardığım
dersleri paylaşmak istiyorum.
Dünya havlu üretiminde Türk havlu ve bornoz üretiminde gelinen yer, tekstil ve
hazır giyim üretiminde ürün geliştirme ve ürünlere teknik bilgi katarak yeni
yapı, işlev ve kültür kazandırma konusunda çok şey söylendi. Söylenenlerin
geniş özetleri medyaya yansıdığı gibi, ilgili sivil toplum örgütlerinin
raporlarında da korunuyor.
Denizli'de yapılan etkinliğin kalitesi giderek artıyor. Gelinen aşamada, bizi
bir adım daha ileri götürecek çözümler üzerinde durursak, sektörde elini taşın
altına sokmuş insanların işini kolaylaştırmaya küçük de olsa katkı yapmış
oluruz.
Bizim bakış açımıza göre, havlu ve bornoz üretiminde geleceğe yönelik
çabalarımız beş ana gündem maddesi üzerinde odaklanmalı:
1. Ucuz-emek odaklı üretimde dünyadaki mekan kaymasının etkileri: Çok
temel eğilimlerden biri, ucuz-emek odaklı üretimlerde, gelişmiş ülkelerden,
gelişmekte olan ülkelere doğru yöneliş var. Biz, tekstil sanayimizde bu mekan
değişmesini derinliğine yaşamış bir ülkeyiz. Denizli'de havlu ve bornoz
üretenlerin, ortak bir güç oluşturarak; ucuz-emek odaklı ürünlerde mekan
değiştirmesinde ülkemizin zayıf ve güçlü yönlerini net bilgiye dönüştürmemiz
gerekiyor. Çoğunluğun zihninde meşrulaştırdığı, katıldığı net bilgilere
erişmemişsek, sınırlı bilgiyle yapılan tartışmalar mantığa uygun ama, hayatın
hakikatlerine uymayan değerlendirmeleri de beraberinde getiriyor. Havluculuğun
mekan değiştirmenin sosyo-ekonomik, psikolojik ve kültürel boyutlarını
irdeleyen bir çalışma yapamazsak, çok iyi niyetle yaptığımız tartışmaların
verimi artmaz.
2. Teknolojinin yarattığı kalite homojenliği, marka ve imaja bağımlılığın
artması: Teknoloji büyük bir hızla gelişiyor. Makinelerin birbiriyle
iletişim kurmaları ucuz-emek odaklı üretimleri gelişmiş ülkelere çekebiliyor.
Bu gelişmeler, "karşılaştırmalı üstünlük yaratmanın koşullarını” köklü biçimde
değiştiriyor. Bir ürünün nerede ürettildiği önemini hızla yitiriyor. Farklı
akımlardan söz edilse de "marka ve imaja dayalı satış” önemini artırıyor.
Toplantıda sıklıkla vurgulandığı gibi, Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve marka
yaratma havluculuğun da gündeminde önemli bir yere sahip. Havlucuların, neleri
yapabileceği, neleri yapamayacağı, aşırı değerlendirmelerin yaratacağı kaynak
israfı ile noksan değerlendirmelerin yaratacağı potansiyel kayıpları gerektiği
kadar tartışılarak net bilgiye dönüştürmeleri gerekiyor.
3. Rekabet edebilir ölçek temel sorundur: Havlucularımızın önünde çok
net gündem maddelerinden biri de "rekabet edebilir ölçek yaratma” sorunudur.
Organik büyüme ile İstikbal'ın Kayseri'de gerçekleştirdiği gibi,ölçek ekonomisi
erişebilirliği sağlanabilir. Denizli'de havlucular, geçmişteki girişimler başarısız
olsa da, işbirliklerine dayalı ölçek yaratmayı denemek zorundadır. Kültürümüzün
bütün kısıtlarına rağmen, başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkesini dikkate
alan sözleşmelerle günümüzün şartlarına göre ortaklıklar kurarak ölçek
erişebilirliği üzerinde çalışmak gerekir. Firma ve marka satın almalarının
olabilirliği, satın alınarak yaratılan ölçeklerle rekabet üstünlüğü
yaratabilmenin koşullarının tartışılması Denizli'de sadece ilgili sivil toplum
örgütlerinde değil,sokakta, kahvede, lokantada,dost söyleşilerinde yerini
almalıdır. Ortak tedarik imkanları, ortak pazar araştırma yaptırmanın
gerekleri, ortak satışla sağlanabilecek sinerjiyi bir fizibilite mantığıyla
analiz etmeden havluculuğumuz beklenen gelişmeyi yaratması hayal olabilir.
4. Ekonominin aktörlerinin işbirliği ve koordinasyonu: Ekonomideki bütün
aktörlerin, devletin, seçilmiş yerel yönetimlerin, STK'arın, üniversitelerin ve
medyanın işbirliği olmaksızın etkili bir gelişme yaratılamaz. Aktörlerin ortak
değerler, ortak irade, ortak yararlar,ortak projeler ve ortak kurumlar üzerinde
başlatılan tartışmanın olumlu sonuçlar vermesini umut etmeliyiz. Bu aşamada
olması gereken yerde değiliz ama,- herkes eksikliği fark etmiş durumda.
Kararlıkla çalışmaları sürdürebilirsek, yaratmak istediğimiz sonuca
ulaşabiliriz.
5. Bulunduğumuz yerin korunması ve geliştirilmesi: Türkiye 2014'de 18.7
milyar dolarlık hazır giyim ihraç etti;bunun 600 milyon doları havlu-bornoz
ihracatı idi. Gelinen yeri herkes önemsemeli ama, geldiğimiz yerin korunması ve
geliştirilmesi için akıl-odaklı çabaları artırmamız gerektiğini de fark etmeli.
Gelecek yıl yapılacak toplantının gündemi, katılacak insanların bilgi
düzeyleri, sorunları derinliğe taşıyan yol ve yöntemleri gerektiği kadar
tartışarak belirlemeliyiz.
Havlu ve bornozun geliştirilmesi ve ilerletilmesi hepimizin ortak sorunudur.
Hep birlikte halatlara asılmanın da tam zamanıdır.